Kardiyoloji

kardiyoloji

Koroner Arter Hastalığı

Ateroskleroza (Damar Sertliği) bağlı olarak koroner damarlarda darlık ve tıkanmalar oluşabilir. Bunun sonucu efor sırasında kısıtlayıcı göğüs ağrısından akut miyokard infarktüsüne (kalp krizi) kadar değişen hastalık tabloları ortaya çıkabilir.. Bu bozuklukların tanısı ve ilaç, girişimsel yöntemler olarak balon, stent ya da cerrahi (bypass) tedavi kardiyolojinin en önemli konusudur.

Kalp Yetmezliği

Kalp krizi, kapak hastalıkları, doğuştan gelen kalp kası bozukluklarına bağlı olarak kalbin kasılma gücünün azalması nedeniyle oluşan hastalık tablosudur. Nefes darlığı, halsizlik, ödem gibi yakınma ve bulgularla kendini gösterir.

Kalp Kapak Hastalıkları

Kalpte kapak adını verdiğimiz yapıların doğuştan, kalp romatizması sonucu ya da yaşlanmaya bağlı olarak kalınlaşması, kireçlenmesi, deformasyonu sonucunda kalbin iş yükü artar. Zaman içinde kalp yetmezliği, ritm düzensizlikleri ve bunlara bağlı yakınmalar ortaya çıkar.

Hipertansiyon

Tansiyon, kanın atardamar çeperine oluşturduğu basınçtır. Bu basıncın belirli sınırların üzerine çıkması hipertansiyon (tansiyon yüksekliği) olarak adlandırılır. Yüksek kan basıncı uzun vadede tüm organ sistemlerinde tahribat neden olur. Kalp, börek, beyin ve sinir sistemi ile göz en belli başlı hedeflerdir.

Lipid Bozuklukları

Kanda kolesterol ile alt gruplarının ve trigliseridin yüksekliği ile damar sertliği arasında ilişki vardır. Bunların tespiti ve uygun şekilde tedavisi damar sertliği gelişimini önlemekte ve/veya yavaşlatmakta çok önemlidir.

Kalp Ritim Bozuklukları

Kalbin elektriksel aktivitesinin oluşum ve iletimindeki bozukluklar sonucu ortaya çıkar. Kişiyi en sık çarpıntı hissi bazen de bayılma ya da bayılma hissi yakınması ile hekime götüren rahatsızlıklardır. Tanı ve tedavilerindeki gelişmeler kardiyolojide bir ileri uzmanlık alanı (elektrofizyoloji) doğmasına neden olmuştur.

Periferik Arter Hastalıkları

Damar sertliğinin koroner dışı damarlarda neden olduğu bozukluklardır. Bacak damarlarında olduğunda bacak ağrısı, iyileşmeyen yaralar, beyin damarlarında inme, geçici istemik atak gibi olaylarla kendini gösterir. Koroner arter hastalığında olduğu gibi ilaç ve girişimsel yöntemlerle tedavi edilir.

Ameliyat Öncesi Kalp Muayenesi

Ameliyat öncesinde, ameliyat sırasında ve ameliyat sonrasında istenmeyen olayların gelişme olasılığı hastanın cerrahi öncesi durumuna, eşlik eden hastalıkların varlığına ve cerrahi işlemin aciliyetine, büyüklüğüne, tipine ve süresine bağlıdır.

Hastalar eşlik eden hastalıklarına bağlı olarak Düşük, Orta ve Yüksek riskli olarak sınıflandırılmaktadır. Örneğin; Meme, Tiroid, Göz ameliyatları düşük risk grubundadır. Safra kesesi, Baş ve Boyun cerrahisi, Kalça ve Omurga cerrahisi orta risk grubundadır. Karaciğer, Akciğer, Yemek borusu, Safra yolları, Mide, Damar cerrahisi yüksek risk grubundadır. Avrupa Birliğine üye ülkelerde kalp dışı cerrahiye bağlı olarak yılda en az 167.000 istenmeyen kalp sorununun geliştiği, bunların da 19.000'inin hayatı tehdit edici olduğu bildirilmektedir. Kalp Yetmezliği, Doğumsal Kalp Hastalığı, Ritim Bozukluğu, Koroner Kalp Hastalığı, kontrolsüz Hipertansiyonu, Kalp Kapak Hastalığı olan ve ilaç kullanan hastaların sorunsuz bir cerrahi işlem geçirmeleri için Kardiyolog tarafından değerlendirilmeleri önerilmektedir.

Kardiyolog öncelik sırasına göre cerrahi işlemin aciliyetini, hastada karasız bir kardiyak durumun olup olmadığını, cerrahi girişimin işlemi izleyen 30 günlük dönemdeki olumsuz kardiyak olaylara (kardiyak ölüm ve miyokard infarktüsü) yol açıp açmayacağına, hastanın fonksiyonel kapasitesine ve sonuçta bu bilgiler sonucunda ek tetkik gerekip gerekmeyeceğine karar verir.

Gebelik ve Kalp Damar Hastalıkları

Gebelik öncesi evli çiftlerin kendilerinde veya ailelerinde doğumsal, kalıtsal veya sonradan tanı konmuş kalp ve damar hastalıkları varsa doğacak çocukları etkilenme olasılıklarını önceden bilmeleri uygundur. Örneğin Marfan sendromu, Hipertrofik kardiyomiyopati, ciddi kapak darlığı ve yetersizliğinin bulunması anne ve bebek gelişimi için risk teşkil etmektedir.

Gebelerde Şeker hastalığı, Hipertansiyon, Böbrek hastalığı, Şişmanlık, Sigara kullanımı mevcutsa bunlar bebeğin metabolizmasını etkileyerek gelişimi için tehlike oluşturmaktadır. Bu hastalıkların yakın takibi ve tedavisi sayesinde risk azaltılabilmektedir.

Gebelik süresince normalden fazla kilo artışı, giderek artan nefes darlığı, çabuk yorulma, bacaklarda şişlik, çarpıntı, başağrısı yakınmaları başlamışsa bu bulgu ve yakınmalar kalp yetmezliğine, su ve tuz tutulumunu artışına, kan basıncının yüksek seyretmesine bağlı olabilir.

Sürekli kullanılmakta olan ilaçlar varsa, bebeğe geçip geçmeyeceği veya emzirme süresince anne sütüne geçip geçmeyeceğinin bilinmesi isteniyorsa kardiyolog tarafından değerlendirme yapılıp ilacların değişip değişmeyeceği veya dozun azaltılıp azaltılmayacağı belirlenebilir.

Ateşli Romatizmaya bağlı kalp kapak hastalıkları mevcutsa özellikle ileri kapak darlığı veya yetmezliği durumunda hastanın yakın takibi gerekli olmaktadır.

Protez kalp kapağı nedeniyle vitamin K antagonistleri kullanımı varsa gebenin içinde bulunduğu 3 aylık dönemlere (trimestr) göre ilaç değişimi veya devamı ayarlanmalıdır.
Gebelik sırasında ortaya çıkan tek veya çift taraflı baldır ağrısı, göğüs ağrısı varsa derin ven trombozu sonucu akciğer kanlanmasının bozulması olasılığının dışlanması için hastanın değerlendirilmesi öncelik kazanmaktadır. Böye durumlarda sorunsuz anne ve bebek birlikteliğinin devamı için gebelerin Kardiyoloji Polikliniğine baş vurmaları önerilir.

Kanser Hastalarında Kalp ve Damar Sisteminin Etkilenmesi

Günümüzde nüfusun çoğalması, hekime ve sağlık hizmetlerine ulaşımın artması, tanı araçlarının gelişmesi ve yaşam süresinin uzaması nedeniyle kanser tanısı giderek artmakta ve tedavilerle sağkalım uzamaktadır. Kemoterapi, Radyoterapi ve Cerrahi uygulamalarına aday olan kişilerde var olan veya işlemler sonrası gelişebilecek kalp ve damar hastalıklarının yönetimi önem kazanmaktadır.

Toplumda sıklıkla gözlenen Kan, Meme, Akciğer, Rahim, Prostat, Mide, Pankreas, Karaciğer kanserlerinde kullanılan ilaçların yan etkileri olarak kalp yetmezliği, ritim bozuklukları, pıhtı oluşumu giderek artış göstermektedir. Kardiyotoksisite için temel risk faktörleri, kalp yetmezliği, koroner arter hastalığı, orta veya ciddi sol ventrikülün bozulmasının eşlik ettiği iskemik kalp hastalığı, sol ventrikül hipertrofisi, kardiyomiyopatiler, atriyal fibrilasyon, ventriküler taşikardi gibi önemli kardiyak aritmiler sayılabilir. Ayrıca yaş (50 yaş ve üzeri), ailede erken yaşta kalp ve damar hastalıklarından ölüm hikayesi (<50 yaş), hipertansiyon, şeker hastalığı, kolesterol düzeylerinin yüksek olması da diğer kalp-damar risk faktörleri olarak dikkate alınmaktadır. Bu hastalarda kanser ilaçlarının seçimi, dozun ayarlanması ve ilaç etkileşmeleri yönünden Kardiyolog gözetimi altında bulunmaları önem kazanmaktadır.

Nöro-Kardiyolojik Hastalıklar

Günümüzde Kalp Yetmezliği, Koroner Damar Hastalıkları, Hipertansiyon, Ritim Bozuklukları, Doğumsal Kalp Hastalıkları, Beyin Damar Hastalıkları tanıları giderek artış göstermektedir. Özellikle yaşam süresinin uzaması yaşlı nüfusda artışa neden olmaktadır. Bu yüzden yaşlılarda bu hastalıkların birden fazla sayıda gözükmesi giderek karşımıza çıkmaktadır. Yukarıda bahsedilen hastalıkların yol açtığı aritmiler (özellikle Atriyal Fibrilasyon) ve iletim bozuklukları ( Atriyoventriküler kalp blokları) beynin beslenmesini sağlayan damarların tıkanmasına, kanlanmasının azalmasına ve yırtılmasına (kontrol altına alınmamış hipertansiyon, aort damarının diseksiyonu) neden olabilmektedirler. Sonuçta epilepsi, bayılma ve inme tanıları ile nöroloji bölümünün hasta yoğunluğunu oluşturmaktadırlar.

İnme, beyne giden kan akımının engellenmesi sonucu gelişebilir. Kanamalı veya Kanamasız olarak sınıflandırılır. Ayrıca geçici, kısa süreli, hasar oluşturmayan ve GİA adı verilen bir durum daha vardır. İnme aniden gelebilir, vücudun bir tarafında kuvvetsizlik, yüzde zayıflık, baş dönmesi, konuşma ve anlamada güçlük çekme ve şiddetli baş ağrıları içerebilir. Bu durumlara yol açan hastalıklar arasında kalp ve damar hastalıklarının varlığı incelemeye değer olmaktadır. Bu yüzden Nöroloji Uzmanı tarafından Kardiyoloji bölümüne yönlendirilmeniz kalp kaynaklı bir sebebin araştırılması amacıyla olacaktır.

 

Kardiyoloji Doktorlarımız

  • Prof. Dr. Akif Turhan Kürüm

    Prof. Dr. Akif Turhan Kürüm

    Kardiyoloji Uzmanı

Hekiminize Danışın

Bu alan zorunludur.
Bu alan zorunludur.
Bu alan zorunludur.
Bu alan zorunludur.
Bu alan zorunludur.
Bu alan zorunludur.
Bu alan zorunludur.
Bu alan zorunludur.